Tayland’13- Adalar

Uzak Doğu’da Cennet’e Yolculuk

3 günlük Bangkok  gezimizden sonra ilk hedef körfezin kuzeyindeki adalar; Koh Samui, Koh Pangan, Koh Tao. Sonra da Krabi üstünden Andaman denizindeki Koh Phi Phi’ ye geçeceğiz.

Koh Samui

Bangkok’tan direk Koh Samui ye yerel uçaklar kalkıyor. Biz Bangkok Airways ile 1 saatlik yolculuğun ardından Koh Samui’ye iniyoruz. Havaalanı çok şirin, sanki bir tatil köyünde geziyormuşsunuz gibi hissediyorsunuz. Adaların tatil ruhu havaalanından kendini belli ediyor. Her şey çok organize, ufak olduğu için de kontrolü çok kolay. Havaalanı çıkısındaki stantlara gittiğinizde nereye gitmek istediğinizi soruyorlar ve ona göre ilgili shuttle a yönlendiriyorlar. Biz kişi başı 150 Baht verip otelimizin yolunu tutuyoruz.

 

Koh Samui yaklaşık 250 km2 lik bir ada yani Bozcaada’nın 6katı büyüklüğünde gibi düşünebilirsiniz. Havaalanı adanın kuzey doğusunda, ama ada ufak olduğu için her yere ulaşım çok rahat. Ada’nın en kalabalık bölgesi, merkezi diyebileceğimiz tam adanın doğusunda bulunan Chaweng bölgesi. Burası adanın en uzun ve kalabalık sahili; yoğun isletmelerin, restoranlar ve barların bulunduğu bölge. Kısacası adanın Bangkok’u diyebiliriz. Merkezden ayrılmam, gece hayatına da uzak olmayayım diyenler burayı tercih edebilir. Buranın uzun sahili acık deniz, yani ufak kapalı bir koy değil; bu yüzden rüzgârın yönüne göre dalgalı olma ihtimali yüksek. Önceden ayarlamak zor olduğu için sansa kalmış biraz da. Chaweng bölgesinden sonra, sahili en uzun diğer bölge ise Lamai. Burası da yine adanın doğusunda, daha aile profilinin tercih ettiği bölge. Uzun sahili, bembeyaz kumu ve turkuaz denizi ile çok keyifli. Tek sıkıntı dalgalı olma ihtimali yüksek. Bu sahil boyunca da birçok isletme ve restoranlar bulunuyor. Chaweng ve Lamai en merkezi yerler, ilki daha çok gençlerin ikincisi daha çok ailelerin tercih edebileceği yerler diyebiliriz.

Biz adanın kuzeyinde Bo Phut sahilinde, Smile House isimli bir otelde kalıyoruz. Chaweng ve Lamai gibi büyük ve kalabalık değil. Az sayıda isletmenin olduğu, bembeyaz kumu, turkuaz rengi denizi, palmiyeleri ile tam bir ada koyu. Çok tatlı, minik bir çarşısı var; deniz kenarında her damak tadına uygun restoranları, minik bar ve kafeleri ve hediyelik eşyacı dükkânları ile tatlı bir bölge. Cuma aksamları çarşıda ufak çaplı bir pazar festivali oluyor. Onlarca yeni stant acılıyor, Thai yemekleri, incik boncuk, takı tuku, kıyafetler ne ararsanız var. Arada da ateş çeviren gençlerin şovlarına rastlıyoruz.

 

Bu bölgeyi tercih edenler için oteli kesinlikle öneririz. Minik bir amazon bahçesi içine gömülü odalardan balkona çıktığınızda rengârenk çiçek ve bitkiler sizi karşılıyor. Otel deniz kenarında zaten, odadan çıkınca 30sn de denizdesiniz. Her şey çok temiz, hizmet çok iyi, açık büfe kahvaltısı gayet leziz; yani gideceklere kesinlikle önerilir.

DSC_0442                                                                 

Otel odasinin balkonundan goruntu

 Otelin onundeki kumsal bar

Koh Samui

Bo Phut sahilinde genelde bebekli aileler ile karşılaşıyoruz; bizim olduğumuz dönemde (6-8 Aralık) tek sıkıntı denizin çok dalgalı olmasıydı. Dibi de beyaz kum olduğu için dalga ile birlikte karışıp bulanık bir görüntü yaratıyordu. Bu yüzden biz yüzmek için adanın baksa koylarını keşfe daldık. Çarşıda motor kiralama yerleri var, biz yine yerimizde duramayıp minik bir Honda kiralayıp adayı dolaşmaya başlıyoruz. Hedef durgun bir su ve güzel bir kumsal bulmak. Hava hafif kapalı ve deniz dagali olduğu için neredeyse tüm adanın koylarını tek tek inceliyoruz. Veeee sonunda çabalar karşılık buluyor ve bir cennet ile karsılaşıyoruz. Phang Ka koyu adanın hemen güney batısında ufacık bir koy. Biz hislerimize güvenerek ana yoldan içeri girdik ve 5dk lik bir yolculuk sonuda bu muhteşem manzarayı görünce inanamadık. Koyda tek bir isletme var; Phang Ka Paradise Resort. Sahili disardan gelip kullanmak tabii ki serbest, bizden başka sadece 1 çift daha var o kadar. Su dümdüz, yeşil, yemyeşil ağaçlarım rengini yansıtıyor ve sıcacık; kumsal beyaz kum. Tek kotu tarafı çok berrak olmaması yüzdüğümüz yerin dibini göremiyoruz. Sahilin arkasındaki restoran da bu tek isletmeye ait, buradan içeceğinizi söyleyip sahilde keyif yapıyorsunuz. İste her şeye değer bir ambiyans:)

 

DSC_0720

Koh Samui

                        Palmiye Ağacı Altındaki Kitap Okuyan Bana Dikkat (Nirvana’ya ulaşma anı:)

DSC_0716                                                                                      Adanin krali:)

Güzel koy keşfine çıkmışken, yolda başka güzelliklerle de karsılaşıyoruz. Hedef güzel denize ulasmak olabilir ama hedefe giderken yol üstüdeki küçük ayrıntıları da kaçırmamaya çalışıyoruz. Özellikle ben de tacildeyken söyle bir his oluyor, yeni bir yere gidiyorsak her yerini görmem lazım yoksa bir şey kaçıracakmışım gibi hissediyorum. Biliyorum çok güzel bir his değil çünkü yerimizde durmadığımız için yoruluyoruz; ama bir yandan da bulunduğun yerin her yerine hakim olmak da ayrı bir haz veriyor. İkilemeler yani:)) Neyse, keşife devam edecek olursak, yukarıdaki koya gelmeden hemen önce yol üstüde bir balıkçı koyuna denk geliyoruz. Burası da longtail denilen balıkçı teknelerinin durduğu, arkasında şirin bir işletmenin bulunduğu bir koy. Palmiye ağaçlarının altındaki bu restoranı yaslı bir amca isletiyor, masalar dolu, yemekler leziz, manzara harika. E daha e olsun?

 

Koh Samui

 

Koh Samui

 

Koh Tao ve Koh Nang Yuan

Koh Samui de kalırken Koh Tao’ya günlük turların olduğunu öğreniyoruz. Sabah 8 gibi bizi otelden alıyorlar ve Big Buddha iskelesinden hızlı bota binip yaklaşık 20 kişi yola çıkıyoruz. 2 saat suren yolculuğumuz deniz çok dalgalı olduğundan bayağı bir atraksiyonlu geçiyor. Dalgaların üstünde dans ediyor bot resmen, çok büyük dalgalar geldiğinde oooooo sesleri esliğinde tüm yolcular bastan aşağı güzelce ıslanıyoruz:) Zorlu ama çok eğlenceli bir yolculuk oluyor. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonunda Koh Nang Yuan’a ulaşıyoruz. Burası Koh Tao’ya 10 dk mesafede inanılmaz bir ada. Adada tek bir isletme var: Nang Yuan Island Dive Resort. Ada, mercanları ve su altı hayvan ve bitki çeşitliliği ile ünlü, bu yüzden dünyanın dört bir yanından buraya dalış yapmaya geliyorlar. Bembeyaz kum, acık mavi bir deniz. 3 koy incecicik bir kum sahil ile birbirine bağlı. 2 koy arasında dalgaalarda oynamak çok keyifli. Tur ile ilk buraya uğramaktaki hedef snorkeling yapmak. Herkese şnorkeller dağıtılıyor ve su altını keşfe dalıyoruz. Atilla ile koyun çevresindeki kayalıklara doğru gidiyoruz, rengârenk balıklar, mercanlar, denizkestaneleri, süngerler harika. Deniz çok derin olmadığı için dalış yapmadan şnorkelle de ayni hissi halkalayabiliyorsunuz. Bu keyifli deneyimin arkasından sahilde 2 saat kadar dinlenme zamanı veriliyor. Ben yüzüyorum, Atilla adayı izleme noktasına çıkıp (viewpoint) süper resimler çekiyor.

Koh Taop

DSC_0011

DSC_0012    DSC_0744

DSC_0777

Bu adadan sonra Koh Tao’nun kuzeyinde Ao Mamuang Koyu’na uğruyoruz. Burası da snorkeling için çok unlu bir koy, birçok dalış okulundan gelen var. Su çok berrak ve yine kayalıkların çevresi, denizin dibi bambaşka bir dünya. Yer altına ilgimiz yavaş yükselmeye başlıyor, dalış dersleri almak istiyoruz.

DSC_0025

Koh Phangan

Koh Phangan , Koh Samui’den sonra korfezdeki en buyuk ada. Muhtesem sahilleri ve konsept partileri ile unlu.

Biz Haad Rin sahilinde Palita Lodge isimli otelde kaliyoruz. Otelden ciktiginiz gibi  Haad Rin sahiline iniyorsunuz , muhtesem bir ambians. Turkuaz bir deniz ve bembeyaz bir kumsal  karsiliyor sizi. Yalniz en cok dikkat edilmesi gereken kisim otelin her ay dolunayda gerceklesen unlu Full Moon Partisinin gerceklestigi sahile cok yakin olmasi, bu yuzden denizin o donemde kirli olmasi cok muhtemel. Onceden tarihleri kontrol etmek de fayda var.

Haad Rin sahilinin disinda da cok guzel sahiller var adanin cevresinde. Thailand kitabinda bulup palmiye agacina asili salincagina hasta oldugum  Had Salad koyuunu buluyoruz. Bknz asagidaki resme, herseyi anlatiyor sanirim:))

 

Koh Pangan

Diger bir doga harikasi ise asagidaki resimdeki Bottle Beach. Buraya karadan ulasim cok cok zor. Biz motorla seyahet ettigimiz icin daha kolay bile olmus olabilir ama tasiti mutlaka yukarida birakip sahile yurumek gerekiyor. 1,5  km ye yakin yolun bir ksimini  yokus asagi yuruyorsunuz ve geri donusu cok zor oluyor. Biz sahildeki tesisten bizi kamyonetleri ile motorumuza birakmalarini rica ettik ve Thailanli bir teyzem o yollardan bizi 4×4 kullanir edasi ile yukari cikardi:) Ama bu guzellige degerdi.

Koh Pangan

Bu muhtesem sahilllerin yaninda Koh Phangan , Half Moon ve Full Moon ismi verilen yarim ay ve dolunay partileri ile unlu. Dunyanin bir cok yerinden sadece bu parti icin gelenler mevcut. Parti,ufak bir ormanin icinde, tekno muziklerin agirlikta caldigi,  her yerin led isiklarla dekore edildigi ve haliyle ickinin su gibi icildigi bir konsepte hakim. Partiye, led isiklarin altinda palayan fosforlu kiyafetler ve aksesurlar takip takistirark gidiyoruz. Partinin girisinde fosforlu boyalar da mevcut, illa da partinin yildizi ben olayim derseniz yuzler, kollar, bacaklar istediginiz sekilde boyaniyor:) Yine parti girisnde uzunca bir sira standlarda yemek satan Thailandli hanimlar var, acikan hemen buradan atistirip eglenceye devam edebiliyor. Ayrica parti alanida uyuma alanlari var, uykusu gelen hamaklarda kestirip dansina kaldigi yerden devam ediyor.

Hic kuskusuz harika bir parti: ic mekanin tasarimi, muzikler, yemekler, kiyafetler, insanlar harika. Bizim icin ordayken bu partiye denk gelmis olmak cok farkli bir deneyim oluyor…

DSC_0134DSC_0116

 

Koh Pangan

Koh Pangan

Koh Phi Phi

Körfezdeki adalarda geçirdiğimiz 1 haftadan sonra sıra son ada Koh Pi Pli’ye geliyor. Bu adaya Krabi üstünden botlarla veya Phuketten sürat botları ile geliniyor. Biz en son Koh Phangan’da olduğumuz için tekrar Koh Samui’ye dönüp uçakla Krabi’ ye iniyoruz. Buradan da yaklaşık 2 saat suren botlarla adaya geçiyoruz. Ada  Koh Samui’nin 1/20’i kadar büyüklüğünde bir ada. 2004’deki Tsunami ile ada yerle bir olmuş ve birçok yeri sıfırdan inşaa edilmiş. Gezerken hala inşaatlara denk gelebiliyorsunuz. Ada bizi parlak bir güneş, durgun ve berrak bir su ile karşılıyor. Buraya gelmeden önce hava durumunu tahmin etmek için Krabi’nin hava durumuna bakıyorduk ( uygulamalarda Koh Phi Phi gösterilmiyor) ama adaya inince çok iyi bir referans olmadığını fark ettik. Krabi’de hava çok kapalı ve yağmurlu iken Koh Phi Phi de harika bir güneş vardı. Otelimiz Long Beach sahilinde Phi Phi The Beach Resort. Leonardo di Caprio’nun oynadığı the Beach filmi bu adada Maya Bay’de çekildiği için ada içinde birçok yere ismini vermiş. The beach otel, the beach restoran, the beach bar. Adada filimden sonra o masmavi suların büyüsü ile bir turizm patlaması yasanmış tabii ki. Zaten her kitapçıda the Beach kitabını görüyorsunuz. Okuduğuma göre çekimler sırasında Maya Bay bölgesinin doğal yasam alanına zarar verdikleri için prodüksiyon şirketine dava acilmiş. Adayı kitapta anlatılan adaya benzetebilmek için buldozerlerle alanlar değiştirilmiş ve bazı ağaçları kesilmiş.

Ada çok ufak ve kalınacak en iyi sahil Longbeach bize kalırsa; isminin Long olduğuna aldanmamak lazım; bayağı kısa bir sahil. Bizim otelimiz en sağda sahilin bittiği yerdeydi. Odalar tepeden denize bakıyor ve sabah uyanınca türkuaz bir manzaraya uyanıyorsunuz. Genel olarak tüm hizmet, yemekler, ortam harika. Kumsalda güzel müziklerin çalındığı ufak bir bari var, gündüz garsonluk yapan Thai çocuklar aksam barda ateş Show yaopiyorlar. Bayağı keyifli şezlonga uzanıp onları izlemek.

Koh Phi Phi

Deniz muhteşem, gittiğimiz 4 ada içinde en güzel deniz Koh Phi Phi de. Öncelikle kum harika, yumuşacık, un gibi bembeyaz ve sahil geniş.

image

image

İkincisi deniz çok berrak ve dibi inanılmaz. Denize girerken rengârenk balıklar resmen gözünüzün içine bakıyor. Yüzerek biraz ilerleyince 2 kademeli kayalıklar var. Şnorkelle burayı mutlaka görmek lazım. Belki 30 çeşit farklı balık tipi görüyorsunuz. Keşke su altı kameramız olsaydı da paylaşabilseydik; balıkların her biri fosforik pembe, sari, yeşilin karışımı. Sağa donuyorsunuz Nemo gibi turunculu benekli bir balık sürüsü görüyorsunuz ,sola donuyorsunuz ağzında kocaman kılıç gibi iğnesi olan bir balık sürüsü geçiyor. Hele mavili yeşilli fosfor renkli balıklar şahane. Biz Atilla ile büyük bir kayanın arkasına geçtik ve belki yüzlerce baliğin olduğu inanılmaz bir surunun içinde kaldık. Denizin derinliği çok az olduğu için tüple dalmaya gerek kalmadan şnorkelle bile yanlarından yüzüyorsunuz. Aralarına dalıyoruz, yüzümüzün yanından balıklar geçiyor, bunu hiç unutmayacağım, inanılmazdı! Bu arada bizim birazcık ilerimizde şnorkeling yapan bir çift heyecanla denizden çıkıp kopek baliği gördüklerini söylediler, ne kadar doğruydu bilmiyorum ama anlatırken kalp çarpıntılarını görebiliyorduk:) Bu arada ilgilenenler için otelin içinde bir dalış merkezi de var. İlk başlayanlar için havuzda yarım saatlik tüp kullanma  eğitimi veriliyor, sonra yarım gün civardaki koylarda max 12 m derinlikte dalış yapılıyor. Seneye yazın Türkiye’de mutlaka denemek istiyoruz, bu su altı deneyimi şnorkelle bile bu kadar keyifli yasadıysak tüple dalısın ne kadar keyifli olabileceğini tehim bile edemiyorum.

image

Adaya gelmişken unlu Maya Bay’i görmeden gitmemek lazım. Maya Bay’e hem dalış okulları, hem civardaki turistler hem de Phuket’ten çok insan geldiği için öğlen çok kalabalık oluyormuş, bu yüzden bize sabah erkenden gitmeyi önerdiler. Biz de sabah 8.30 gibi otelin önünden kalkan longtail denilen teknelere atlayıp önce Maya Bay’e , oradan da adanın diğer koylarını görmeye yola koyuluyoruz. Ada çok küçük olduğu için 15 dk da bu sahildeyiz, gerçekten büyüleyici bir güzelliği var. Yeşille turkuaz mavinin birleştiği harika bir görüntü. Sabah bu kadar erken saatte bile kalabalık, kumsala inerseniz national park olduğu için kişi bası 200 baht alıyorlar. Ama sahil o kadar kalabalık ki biz de teknemize biraz açıkta demir attırıp yine şnorkellerimizle denizin ve deniz altının tadını çıkarıyoruz.

Maya Bay Asil Maya Bay’den sonra gittiğimiz koy benim favorim oluyor. Adanın doğusuna doğru ilerlediğinizde Ko Samah görkemiyle kucaklıyor. Yüksek yeşil kayalıklardan koya giriş yapıyosunuz ve etrafı yemyeşil kayalıklarla çevrili turkuaz bir suyun ortasında buluyoruz kendimizi. Sanki kocaman bir havuzun içindeymişsiniz hissi yaratıyor, kayalıklar da çok yüksek olduğu için görüntü geçekten büyüleyici. Burası tüm tatilde ikinci favori yerim oluyor:)

 

image

Longbeach’den merkeze de çok rahatlıkla ulaşabiliyoruz. İster otelin önünden kalkan longtail teknelerle 10dk da, ya da dar bir patika yoldan sahil kenarından yürüyerek yârim saatte gidilebilir. Merkez dediğim yer limanın olduğu bölge, zaten adaya ilk gelirken buraya iniyorsunuz, eğer oteliniz başka sahilde ise longtail teknelerle gidiyorsunuz. Merkez bayağı canlı, kocaman bir kıyafet, hediyelik eşya, takı vs pazarı var; sonra restoranlar ve isletmeler başlıyor. Daha hareketli bir yerde kalmak işeyenler burayı da tercih edebilir.

Merkeze Longbeach’den yürüyüş yolu yaklaşık 3km uzunlukta. Mutlaka bu yolu yürümeli çünkü bu patika yolu çok değişik bir havası var. Ayni zamanda yol boyunca çok güzel oteller de karsılaşıyorsunuz. Atilla ile yürüdüğümüzde yol üstünde Viking isimli bir otel keşfediyoruz. Ahşap villalar yeşilliğin içinde, yukardan denize bakıyor. Önünde patika kum bir yol ve tesis sanki bir tiyatro sahnesi gibi çok farklı dekore edilmiş. Belki bir daha gelebilirsek burada kalırız, gideceklere mutlaka tavsiye edilir.

image

image

image

image

Ve 3 günlük Ko Phi Phi maceramız ve tüm Thailand tatilimiz burada sona eriyor. Yolculuk tekrar Krabi oradan Bangkok, oradan İstanbul ve en son evimiz Bükreş’e. Yolumuz uzun ama iki haftada yasadıklarımız, gördüklerimiz essiz. Bangkok ve arkasından adalar çok farklı bir deneyimdi. Bangkok ilginç bir Asya kültürü, adalar muhteşem bir doğa. Bu tur tüm ayrıntıları ile önerilir:)

2 Comments Kendi yorumunu ekle

  1. Oya dedi ki:

    Bu detaylı rehberlik için teşekkür ederiz.

    1. ozgeatilla dedi ki:

      Faydalı olabildiysek ne mutlu bize 😉

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s