Marbella & Costa De la Luz-İspanya

Barselona yazisi icin tiklayiniz.

Granada yazisi icin tiklayiniz. 

dsc_0272_1612-copy

Mijas & Marbella & Gibraltar & Cadiz & Jerez

Granada’dan Malaga’ya geçiyoruz. Bu günün sonunda hedef Cadiz’e ulaşmak ve orada konaklamak. Malaga için çok az zamanımız olduğundan sadece şehri 1 saat turlamak için zamanımız var. Belki de gezmeye çok vaktimiz olmadıgı için çok keyif alamıyoruz. Çok turist çeken bir destinasyon aslında burası ama belki de 1-2 tam gün harcayıp düzgünce gezmek gerek.

Ver elini Marbella yolu. Costa del Sol boyunca giderken otelden aldığımız broşür sayesinde bu sahilin şirin mi şirin kasabası Mijas’ı keşfediyoruz.Burası daracık sokakları, Bodrum gibi bembeyaz boyanmış evlerin olduğu eşekli faytonlar ile gezilen bir kasaba. Sokaklarda gezinerek ve zıplayarak fotoğraf çektiriken Türkiye’de birkaç sene yaşamış Maria ile tanışıyoruz. İki muhabbet, bir foto yola devam. Meydandaki turistik bir restoranda Atilla’ya jumbo karides ayıklarken buluyorum kendimi.

Bir sonraki yer Marbella. Burası Costa del Sol’un en kokoş şehri. Burası bir tatil kasabası ama biraz şehirleşmiş. Bu yüzden Marbella’ya çok yakın genelde artis ve ünlülerin takıldığı sahil kasabası Puerto Bonus’a geçiyoruz. Marbellla’nın ünlü golf sahaları burada da devam ediyor. Çok şık bir yat limanı var. Biz de çok güzel bir sahile yerleşip kum ve güneşin tadını çıkarıyoruz.

Durmak yok yola devam, Costa del Sol bitmez. Hedef Cadiz ama arada görülecek çok yer var.Demiri Cebelitarık’a (Gibraltar) atıyoruz, burası bir İngiliz toprağı ve içeriye passaport kontrolü ile giriliyor. Haliyle giremiyoruz.

Vee bir sonraki nokta Punto Paloma. Daha önceden böyle bir coğrafi yapı görmemiştik. Okyanustan esen rüzgar, kumlardan tepeler oluşturmuş. Hemen arabayı parketip kumdan tepelere tırmanıyoruz. Muhteşem bir manzara, sanki deniz manzaralı bir çöldeyiz. Bu kocaman kumluk alanda rüzgarla kum birleşip vücudumuzu ısırıyor. Fotolar çekiyouruz, kumlarda yuvarlanayoruz ve aşagıya indiğimizde kulaklarımızın içine kadar kumuz. Yol üstünde muhteşem spontan bir anı alıyor bu.

Yola devam, rotamız Cadiz.Cadiz’e ulaşınca yine bir feria (festival) ile karşılaşıyoruz. Şehir çok yoğun bir trafik ve müzik sesleri ile karşılıyor bizi. Saat 22:00 suları arabayı parkedip otel aramaya başlıyoruz. Oteli ayarlamadığımız tek yer burasıyken, bu kadar geç vakitte varıyor ve bu kadar kalabalıkla karşılaşmak canımızı sıkıyor. Bu sevimli, insanı içine alan sıcacık sokaklar bir türlü bizi kabul etmiyor ve yeni şehir de dahil neredeyse 20-25 otele yer soruyoruz ama hepsi dolu- son completos! En sonunda Jerez yolunda İbis imdadımıza yetişiyor ve yataklarımıza yığılıyoruz.

dsc_0183_1533-copy

Ertesi gün Chipiona isimli minik bir kasabada bir şeyler yiyerek buradan denize girdik. Bu bölgedeki tüm sahiller okyanus kenarı olduğu için çok rüzgarlı , kumlar hep agaçların diplerini kapatmış. İnsanlar genelde ıslak kumda oturmayı tercih ediyor aksi takdirde kuru kum rüzgarla içlerine doluyor. Ne yazıkki deniz sefası alışık olduğumuz gibi değil ama yine de bu farklılıktan keyif alıyoruz. Ardından Cadiz ‘le barışma vakti. Sokaklarda dolaşıp birşeyler yiyerek buradan da ayrılıyoruz .

Ertesi gün yola çıkıp, oteldeki çocuğun sahil önerisi ile Valdelegrana’ya gidiyoruz. Yine çok rüzgarlı, insanlar kendilerine şemsiyelerden korunak yapmış öyle oturuyorlar. Biz de aldırmadan yayılıyoruz. Heryerimizi kum ama çok keyifliyiz, bu Endülüs tatilinde son deniz sefamız.

Sevilla yoluna koyulurken yol üstünde bir de Jerez’e uğruyoruz. Jerez üzüm bağları ile ünlü bir şehir. Sherry ağır bir beyaz şarap cinsi ve en iyi marka Tio Pepe.Amcam zamanında şehri kalkındırdığı için heryerde heykeller var. Biz de birer şişe alıp yola devam ediyoruz.

Bir sonraki hedef Sevilla.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s