Berlin Atillla’yla cok uzun zamandir beraber gezmek istegimiz bir sehirdi. Atilla daha onceden is seyahatleriyle bir cok kismini gezmisti. Simdi Oslo’dan katilan kuzenim Melike ile beraber 3 kisilik gezi planimizi yapiliyoruz. Arkadasimiz Baris orada yasadigi icin sehrin lokal ayrintilarini tatmak icin heyecanliyiz.

Oteli , sehre ulasimi rahat olmasi icin Checkpoint Charlie’den aliyoruz. Mondrian Suites apartment tarzi bir otel ; yeni, tertemiz ve metroya yurume mesaisi. Resepsiyondan bisiklet de kiralanabiliyor. Tavsiye edilir.

Ilk gun klasik turist turunu yapiyoruz. Checkpoint Charlie, Frederichstrasse, Bradenburg gate,Reichstag, Dome.

Berlin duvarinin hikayesiyle ilgili belgeseller izlemistim ama duvarin kendisini gormek insana huzun veriyor. Sokaklarda gezmek cok keyifli, mimari olarak bir guzelligi yok ama sehrin hikayesi, yasayan insanlarin ozgur ve ozgun tarzi, kozmopolit yapisi, rengarenk duvar resimleri sehrin kisiligini belirliyor bence. Insani heyecanlandiran bir hayat var sokaklarda. Burda yasamak isterim sanirim cok:)

Dogu kisminin trafik lambalarinda dur/gec isaretini gosteren adam cok komik. Ampflelman deniyor ve sehrin onemli simgelerinden. Ozel magazalari bile var ; bu minik adamdan akla gelebilecek herseyi yapmislar, tatli.

Barisla aksamustu 5 gunluk tatilimizin hemen hemen her gunu ugradigimiz Kreuzberg’de ki Bateau Ivre isimli cafe de bulusuyoruz. Kreuzberg ve Neukolln Berlin’in en keyifli bolgeleri bence. Eskiden cogunlukla Turklerin yasadigi ghetto olan bu bolgeler simdi sehrin en otantik bolgesi olmus ve ev fiyatlari cok ciddi bir seviyede artmis. Yeni evler, hipster tarz kafeler ve butiklerle dolmus. Sokaklarda bisikletle gezmesi cok keyifli bir bolge.

Landwehr kanali en sevdigim yerlerden biri . Aksam ustu kanalin yanina oturup gunesin batisini izlemek cok keyifli.Bir sabah kanalin yanindaki Ubersee isimli kafede kahvalti ediyoruz.Bir cok kafe ve restoranin oldugu gibi buranin sahibi de Turk:) Zaten Kreuzberg Turklerin cok yogun yasadigi bir bolge, sokaklarda yururken komik muhabbetlere sahit oluyoruz.

Yine bu kanalin yaninda bit pazari kuruluyor, cumartesi gunu denk geliyoruz ve Atillaya sonunda istedigi gibi bir sapka buluyoruz:)

Yine en cok keyif aldigim yerlerden biri gun batimini sehir manzarasi esliginde izledigimiz Klunkerkronich rooftop Neukolln’de, Rathaus Arcade avm nin en ust kati. Guzel bir muzik, guzel muhabbet ve hafif bir icki ile gunu bitirmek icin guzel bir yer. Biz gun batimindan sonra ciktik ama aksam bara donusuyor. Burdaki Vegan teyzeyi unutamayacagim , ani olarak kalmasi icin fotosunu koyuyorum. Veganliktan baslayip, political activistlikten cikti. Barisla bi konumlandiramadik kendisini;)

Melike gelince 1 tum gun bisiklet turu yapiyoruz, cok keyifli. Bir gece once cantasini caldiran Barisla yine Bateau cafe de bulusup hep beraber kahvalti ediyoruz. Kahvalti sonrasi bisikletlere atlayip Schilling koprusunden kuzeye gecip Alexandrerplatz’a geliyoruz. Burasi sehrin ana meydanlarindan biri, bir suru magaza ve avm var. Savas zamaninda cok zarar gormus ne yazikki.Sonrasinda Hackescher Markt’a devam ediyoruz.

Bisikletle gezmek cok keyifli ve sehir yollari ve yonlendirmekeriyle buna cok musait. Vitesini ayarlayamadigim bisikletimle yorgun dusuyorum vr Fehrbelliner Strasse’de de Weinerei Forum isimli bir cafede oturuyoruz. Muhtesem kekleri var,ustu limon kremali havuclu keki denemek lazim. Dilimin buyuklugunegore fiyatina karar veriyorlar, gunesin altinda guzel keyif yapiyoruz.

Ve gun batimini Kreuzberg’de Berlinin tek tepesi ve belkide en yuksek parkinda uzanarak tamamliyoruz.

Alman mutfagina gelince unlu wurstlarindan baska ozel bir yemekleri yok ne yazikki. Eee biz de kendimizi Turk yemeklerine veriyoruz. Bu arada gercekten cok guzel kebap ve mezeler yedigimizi soylemeliyim. Ornegin Hasir restoran Berlin’e ilk doneri getiren restoran ve lezzetleri nam salmis. Ben her ne kadar “gitmisim Berlin’e Turk yemegimi yicem” deyip Atillayla bunun tartismasini yapsam da cok cok keyif aldim 🙂 hele kunefeyi unutamayacagim!

Berlin muzeleri de cok unlu, bir cogu Museum Island da bulunuyor. Pergamo muzesi tadilatta oldugu icin gezemiyoruz ama Melikeyle ikimiz DDR muzesine gidiyoruz. Muze, dogu Almanyanin komunist hayatini gercek orneklerle anlatiyor.Ornegin gercek bir oda yapmislar, kullanilan duvar kagidindan, halisina, mutfak malzemelerine kadar ayrintilari gorup o donemi bi nebze de olsa anlamak mumkun. Cocuklarin okullardaki egitim sistemini ve disiplinini anlatan kisim cok ilgincti. Eski komunist ulkelerinden birinde yasayan biri olarak komunismden kalma kultur benzerlikleri bulmak ilginc.

Vee son aksamimizda Berlin’in gece hayatini da kesfetmeye cikiyoruz. Baris bizi dunyanin en unlu kuluplerinden biri olan Berghain’a ( Panaroma Club ) goturuyor. Buraya girmek cok zor, Baris ve tanidigi arkadaslari olmasa buraya girmemiz mumkun degil, fazla normaliz:) Burasi ciddi anlamda bir “deneyim”, kisa soklar yasayarak etrafimizi izliyoruz Melikeyle. Baris anlatiyo biz dinliyoruz:) Tekno muzigin yaratti trans hali ile ilginc hayatlari dusunuyorum…

Berlini seni cok seviyoruzz ve Barisa bu guzel 5 gun icin coook tesekkur ediyoruz !